Net Sıfır Karbon Hedefine Ulaşılmasını Sağlayacak Olan Rolls-Royce Küçük Modüler Reaktörleri Gerekli Yatırımı Almayı Başardı
Elde ettiği başarılı öz sermaye artırımıyla, yeni nesil düşük maliyetli ve düşük karbonlu nükleer enerji teknolojisini ilerletmek ve teknolojisini enerjiye ihtiyaç duyan ülkeler ve yüksek enerji ihtiyacı olan şirketler ile buluşturmak için Rolls-Royce Küçük Modüler Reaktör (Rolls-Royce SMR) şirketi kuruldu.
Rolls-Royce Group, BNF Resources UK Limited ve Exelon Generation Limited üç yıllık bir sürede yeni kurulan Rolls-Royce SMR Ltd. şirketine 195 milyon sterlin yatırım yapacaklarını belirtti. Özel sektörden gelen bu yatırım sayesinde Rolls-Royce SMR Ltd., İngiltere Başbakanı Boris Johnson tarafından “On Maddelik Yeşil Endüstriyel Devrim Planı”nda şartlı olarak açıklanan, İngiltere Araştırma ve İnovasyon fonundan (UK Research and Innovation) ayrılan 210 milyon sterlinlik devlet bütçesine de erişim sağlamış oldu. Rolls-Royce SMR Ltd. şirketinin kurulması İngiltere’nin net sıfır hedefleri ve 10 maddelik eylem planı açısından önemli bir adım.
Bu kapsamda yeni yatırımcı arayışına devam edecek olan Rolls-Royce SMR Ltd., Birleşik Krallık Genel Tasarım Değerlendirmesi (GDA) lisans sürecine giriş sağlayacak ve SMR modüllerinin üretileceği fabrikalar için sahaların belirlenmesi de dâhil bir dizi paralel dağıtım faaliyetleriyle hızla ilerleyecek. Net sıfır karbona imkân sağlayan teknolojiye uzun vadeli yatırımı da mümkün kılacak iş modellerini belirleme konusunda ise Birleşik Krallık Hükûmeti ile görüşmelerin devam edeceğini belirten Rolls-Royce SMR Ltd., halihazırda sahip olduğu net sıfır karbon taahhütlerini yerine getirmek amacıyla SMR teknolojisine ihtiyaç duyan farklı kıtalardaki partnerleriyle de yakın ilişkiler kurmaya devam edecek.
Rolls-Royce CEO’su Warren East, konuyla ilgili şunları söyledi; “SMR programı Birleşik Krallık’ın küresel iklim değişikliği tehdidiyle mücadele etmek için aradığı yenilikçi yollardan biri. Rolls-Royce SMR teknolojisi, rekabetçi maaliyet ile ihtiyaca yönelik olarak yüksek miktarlarda üretilebilen temiz enerjiyi pek çok farklı uygulama için erişilebilir hale getiriyor; şebeke elektrik üretimine ek olarak, hidrojen ve sentetik yakıt üretimi için gerekli olan yüksek miktarlardaki temiz enerji ihtiyacini da etkin bir şekilde karşılıyor. Sadece İngiltere’de Rolls-Royce SMR’ın 40,000 yeni iş imkanı yaratmasını bekliyoruz. Ana hissedarı olduğumuz Rolls-Royce SMR Ltd. şirketine bu yolculuğunda destek vermeye devam edeceğiz.”
Birleşik Krallık İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng de konuyla ilgili olarak şu yorumlarda bulundu: “Rolls-Royce tarafından kurulan bu şirket ile Birleşik Krallık, her zamankinden daha düşük karbonlu enerji elde edebilecek ve enerji bağımsızlığını sağlayabilmek için eşsiz bir fırsat yakalayabilecek. Öte yandan SMR’lar, maliyetleri düşürmek ve daha hızlı kurulum için bizlere heyecan verici fırsatlar sunacak. Bunun yanı sıra SMR’lar, insanların evlerine temiz elektrik ulaştırmamızı sağlayarak, zaten azalan fosil yakıt kullanımımızı düşürebilmemize de yardımcı olacak. Sonuç olarak, Rolls-Royce ile yürüttüğümüz çalışmalardan oldukça gurur duyuyoruz. Yaptığımız bu çalışmalarda dünyadaki en saygın ve en yenilikçi kuruluşlardan bazılarını bir araya getirerek Birleşik Krallık’ın gördüğü en büyük mühendislik iş birliğini desteklemeye de devam ediyoruz. Destek olduğumuz bu çalışma, yeni fikrî mülkiyet oluşturmamızı ve İngiltere’yi yenilikçi nükleer teknolojilerde küresel bir lider haline getirmemizi sağlıyor. Tüm bunların yanı sıra başarıyla tamamlanacağına yürekten inandığımız bu projede İngiliz mühendisliğinden ve kabiliyetlerinden yararlanarak, ülkemizde daha fazla yerli ve düşük maliyetli temiz enerji elde etme planımızı bir adım öteye taşıyoruz.”
Rolls-Royce SMR CEO’su Tom Samson ise konu hakkında şunları ifade etti; “Bugün yapılan açıklamadan dolayı oldukça mutlu ve gururluyuz. Rolls-Royce SMR, düşük maliyetli, ihtiyaca göre farklı özellikteki sahalarda konumlandırılabilir, ihtiyaç duyulan elektrik miktarına göre ölçeklenebilir ve yatırım yapılabilir küçük modüler reaktorleri hayatlarımıza en kısa zamanda sokabilmek icin kuruldu. Öngörülebilir fabrika ortamında üretilecek olan komponentlerden oluşan ve kanıtlanmış nükleer teknolojisi kullanan küçük modüler reaktörlerimiz sektörde oldukça özgün. Ülkelerin nükleer enerjiyi dekarbonizasyon hedeflerine ulaşmakta bir fırsat olarak görmeye başlamaları ile birlikte, yatırımcılarımız stabil temel yük enerji üretiminin öncelikle Birleşik Krallık olmak üzere tüm ülkeleri karbon salınımı hedeflerinde desteklemek için ne kadar önemli bir konuma geldiğinin farkında. Rolls-Royce SMR’nin sermayelendirmesi de bizi nükleer enerji alanında benzersiz ve en önemlisi yatırım yapılabilir bir seçenek olmaya bir adım daha yaklaştırıyor. Bu dönüm noktası ingiliz nükleer teknolojisine duyulan güvenin önemli bir sembolü.”
Rolls-Royce CTO’su ve Rolls-Royce SMR Başkanı Paul Stein da konuyla ilgili olarak, “Rolls-Royce, BNF Capital ve Exelon olarak kurduğumuz SMR şirketimiz, fosil yakıtların olmadığı bir geleceğe giden yolu hızlandırmaya önderlik ediyor. Önderlik ettiğimiz küresel boyuttaki karbondan arınma faaliyetleri, içinde bulunduğumuz konum sebebiyle daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. Biz de ortaklarımızın becerilerine katkıda bulunarak onlarca yıllık hassas üretim ve nükleer deneyimimizi bu problem için bir araya getiriyoruz. Geliştirdiğimiz SMR’leri Birleşik Krallık’ta ve diger ülkelerde konuşlandırarak karbondan arındırmaya önemli bir katkı sağlamayı hedefliyoruz. Elektrik şebekesinin karbondan arındırılması büyük önem arz etse de, ben özellikle SMR’ların ileride Rolls-Royce motorlarına güç verecek olan net sıfır sentetik yakıtlarının üretiminde kullanılabilecek olmasından ötürü oldukça heyecanlıyım.” yorumlarında bulundu.
BNF Capital Limited Direktörü Sean Benson ise, “BNF olarak, enerji piyasasına yaptığımız yatırımlarla köklü bir geçmişe sahibiz ve bu heyecan verici fırsatta Rolls-Royce SMR’nin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Çok fazla sayıda yatırım fırsatlarını değerlendirmemizin ardından, oldukça deneyimli bir ekibin yer aldığı bu projenin en gerçekçi, en yatırım yapılabilir olduğuna karar verdik. Karbonsuz temel yük ve alternatif güç gereksinimlerinin sağlanması için en ölçeklenebilir çözümün bu olduğuna inanıyoruz.” dedi.
Exelon Nuclear Partners Operasyon Direktörü ve Exelon Generation Başkan Yardımcısı Ralph Hunter ise konuyla ilgili olarak, “ABD’nin en büyük emisyonsuz enerji üreticisi olarak, müşterilerimizin ve toplulukların çevresel ve ekonomik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaya devam ediyoruz. Dolayısıyla bizler için bu ortaklık, daha sürdürülebilir bir gelecek yaratacak temiz enerji teknolojilerine yatırım yapma taahhüdümüzün bir örneği niteliğinde. Bu bağlamda küçük modüler reaktörlerin dünyanın temiz enerji ihtiyacının karşılanması üzerinde önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz. Öte yandan, operasyon ortağı olarak dünya standartlarındaki SMR’ların geliştirilmesine, konumlandırılmasına ve işletilmesine yardımcı olabileceğimiz konusunda kendimize güveniyoruz.” dedi.
Rolls-Royce SMR’nin onlarca yıllık İngiliz mühendislik, tasarım ve üretim geçmişinden yararlanarak ortaya çıkarttığı özgün küçük modüler reaktörlerinin yüzde 90’ı modüller olarak kontrol edilebilir fabrika ortamında üretiyor ve sahada kurdugu bir fabrika altında hava şartlarından arındırılmış olarak kurulumunu sağlıyor. 2030 yılında ilk küçük modüler reaktörü şebekeye bağlamayı öngören ve ingiliz sanayisinin en iyilerini bu teknolojide bir araya getiren şirket, kanıtlanmış nükleer teknolojisi kullanıyor. İlk Rolls-Royce SMR modül fabrika yatırımının İngiltere’nin kuzeyinde gerçekleşmesi planlanıyor.
Tek bir Rolls-Royce SMR enerji santrali, yalnızca iki futbol sahası büyüklüğünde bir alanı kaplıyor ve yaklaşık bir milyon eve güç sağlayabiliyor. Şebeke elektriğine ek olarak, şebeke dışı temiz enerji ihtiyaçlarına da çözüm sunarak sanayi süreçlerinin ve temiz yakıt (Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı, SAF) ve yeşil hidrojen üretim süreçlerinin karbondan arındırılmasını sağlayarak, sadece elektrik sektörünü değil ısınma ve ulaşım sektörlerinin de karbondan arındırılmasına destek oluyor.