Son Dakika
İkonik Lüks Objelerle Düşlere Yolculuk...

İkonik Lüks Objelerle Düşlere Yolculuk…

Tayvanlı Türk sanatçı Melek Kocasinan (Gao Anqi)’ın İstanbul’da sergilenen yeni serisi Dream Objects – Düş Nesneleri; Fendi, Chanel, Rolex, Louis Vuitton, Cartier gibi dünyaca ünlü markaları odak noktasına alıyor. Lüks nesnelerle girilen ve yoğun duygular içeren etkileşimi araştıran sanatçı, statü simgesi olan markalara içimizdeki gizli arzuları dışa vuracak yeni bir açıdan bakıyor.

 

İki ay önce Türkiye’de ilk sergisini açan Tayvanlı Türk sanatçı Melek Kocasinan (Gao Anqi), gördüğü ilgi karşısında sergilerine devam ediyor. Sanatçı, İstanbul Beşiktaş’taki Karl&Ein Art Gallery’de 15 Temmuz’da açılan yeni sergisinde, lüks tasarımcı objeleriyle ilgi çekici tasarımlara imza atıyor. Serideki lüks objelerle kurgulanan sahnelerin sanatçı tarafından fotoğraflanan ve dönüştürülen kolajların her birinden sadece birer adet üretildi. Sergide özellikle lüks saatlerle olan çalışmalar, Louis Vuitton paketlerinden oluşan düzenlemelerin kolajları ve Fendi Peekaboo çanta ile tasarlanan heykel büyük ilgi gördü.

 

Dream Objects – Düş Nesneleri Serisi Hakkında

Melek Kocasinanyeni serisinde, kurgulanmış sahnelerin fotoğraflarının manipülasyonuyla oluşturulmuş kolajlarla, arzu nesneleri olan lüks tasarımcı objelerle ilişkimizi akıldışı bir yerden araştırıyor. Arzularımızı transfer ettiğimiz objelere olan duygularımızı, yüklediğimiz anlamları ve onlarla etkileşimimizi inceleyerek; “nesneyi aşarak kendimize ulaşmak mümkün müdür?” sorusuna yanıt arayan seride sanatçı, çağdaş insanın ruhsal bütünlüğe kavuşabilmesi için arzu nesnelerinin birer araç olma ihtimalini görselleştiriyor.

 

İnsanın zihninde beliren veya ona yönelik çekim hissettiği görsel imgeler, zihnin bileşenlerinin (bilinç ile bilinçdışının) etkileşimine dair ipuçları sunar ve bizi ruhsal bütünlüğe ulaştırmada faydalı olabilecek içsel bir gerilim yaratır. Bilinçdışı, bilinçle, kelimelerle değil sembollerle konuşur. Arzuladıklarımız belki içimizdeki boşluktan kaynaklanmıyor; psişenin derinliklerinden dışarı çıkmaya, hayata geçmeye çalışanları işaret ediyor. Serideki kutularda ne olduğunu bilmiyoruz, saatler dönüşmüş, içinde ne olduğunu bilmediğimiz çantaların içinden ışıklar saçılıyor. İnsanın hayata geçirdiğinde mutlu olacağı ama bazen kendinin bile farkında olmadığı olasılıklar arzu nesnelerinde gizleniyor. Sanatçı da, nesneyi aşabilmek için nesneden kurtulmak yerine, o nesnenin yarattığı içsel arzuya ve o arzunun yaşanış biçimine odaklanılmasını öneriyor. Dünyaca ünlü lüks markaların ürünlerini ve ürün ambalajlarını düzenleyerek oluşturduğu fotoğrafların negatiflerini alarak ve canlı renklerle dolu kompozisyonlara yerleştirdiği, tekrar eden 5000 yıllık kadim Çince “düş” sözcüğüyle, gördüklerimizin, arzuladıklarımızın birer düş nesnesi, illüzyon olduğunu, onlar üzerinden “düşleyen” olarak kendimizi keşfetmeyi hatırlatmak istiyor.

 

“Ruhsal süreçlerimi keşfederken etkilendiğim göstergelerle yarattığım “Dream Objects – Düş Nesneleri” serimin izleyiciye kendi düşlerini veya bilinçdışıyla etkileşimini aydınlatacak imgesel bir kapı olmasını arzuluyorum. Çalışmalarda tekrar eden Çince ” 夢– Meng – Düş” kelimesinin kökeni 5000 yıl önceye dayanıyor. Kelimenin tepesindeki iki artı işareti, ağaçları ve onların oluşturduğu eşsiz bir ormanı temsil ediyor. Kelimenin hikayesinde, karşımızdakine “düşün nedir” diye sorarsak, ilerideki o kişinin büyüteceği ormanın ilk tohumlarını ekmiş oluruz, çünkü bu soruyla o kişi düşlemeye başlar, deniyor. Kişisel düş dünyamı paylaşarak sizi, sizi özleyen, onları gerçekleştirmenizi dileyen kendi içsel hayat düşlerinizi düşünmeye davet ediyorum. Aynı zamanda da arzu nesneleriyle olan akıldışı ilişkiye giriş şekillerimizin, bilinçdışımızdaki süreçleri keşfedebilmek için eşsiz bir yolculuğa bizi çıkarabileceğini vurgulamak istiyorum,” Melek Kocasinan.

 

Transcending the Dream Object – Düş Nesnesini Aşmak Hakkında

İtalyan moda markası Fendi’nin ikonik olduğu kadar zamansız çizgiler de taşıyan çantasını bir sanat eserine dönüştüren Melek Kocasinan, bu eserinde gündelik nesneler kullanarak yeni anlamlar üretmeyi, bu anlamlarla da içsel yolculuğa çıkmamızı sağlıyor.

 

Eserde, Mevlana’nın “Gönlünde olanı benden gizleme ki, benim gönlümdeki de ortaya çıksın,” sözünden de esinlenerek kalbimizdeki yeteneklerin ortaya çıkması için karşımızdakinin iç dünyasını ve yeteneklerini açmasının bizde yaratabileceği ruhsal süreç konu olarak ele alınıyor. Fendi Peekaboo çanta, üzerinde yükseldiği katman katman aynalı basamaklarla, sosyal statüde yükselmeyi canlandırırken; bu yükselişi sindirmenin, kendini aşarak başkalarıyla paylaşmanın yaratacağı etkiyi de araştırıyor. Çantanın sol tarafında gözüken kırmızı camdan kalp ile çantayı insanlaştıran sanatçı, izleyicinin çantadan taşan mücevherimsi ve parlak nesnelere bakarken zemindeki özel olarak konulmuş aynalı yüzeylerde kendini de görmesini ve kendi içsel zenginliklerine, gündüz düşlerine, yeteneklerine yönelmesinin önemini hatırlatıyor.

 

İlk bakışta, bir lüks tüketim nesnesine ve ondan taşan pırıltılı objelere odaklanılırken, çantanın temsil ettiği kişinin kendini açarak diğerleriyle paylaştığı düşleri, hayalleri, yetenekleri izlerken kendimizi nasıl hissettiğimize bakmamızı sağlıyor. İç dünyasını cesaretle açan bir kişi karşısında, izleyici olarak biz neler hissediyoruz? İmrenme, gereksiz bulma, suçlama, yargılama, öykünme, büyülenme, rahatsızlık, endişe gibi duygulara kapılabiliriz. Aynalı zeminde ve çantanın içindeki küçük aynalarda kendimizi görerek, odağı tekrar izleyiciye çeviren eser, önümüzde gördüğümüz nesneyi aşarak, kişisel düşlerimizi hatırlama ve onları gerçekleştirmek için gerekecek içsel farkındalık ve adanmışlık duygusunu sezdiriyor. Bütün bu süreci tetikleyen ise, kendi içindekileri açabilme, gösterebilme cesaretini gösteren diğer kişinin bu samimi hareketi oluyor.

hakkında Çağrı Karip

Genel Haber Editörü.