Avrupa Birliği Komisyonu tarafından hazırlanan ve pandemi sebebiyle uzun süre gündemde yer bulamayan ‘Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı – EU Green Deal’ yasası AB’nin sürpriz oylamasının ardından 24 Haziran 2021 tarihinde kanunlaştı.
Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, Yeşil Mutabakat yasasında Türk iş dünyasını çok yakından ilgilendiren ve çevre dostu üretim yapma zorunluluğu getiren maddeler olduğunu belirterek bu hükümlere uymayan şirketlerin sınırda karbon düzenlemesiyle ek vergi ödemek zorunda kalacaklarına dikkat çekti.
Yeşil Mutabakat, 2030 yılına kadar Avrupa’nın karbon emisyonlarını yüzde 55 düşürerek, 2050 yılında ise karbon emisyonunu sıfıra indirmeyi hedefliyor.
Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, AB’nin 24 Haziran 2021 tarihinde kanunlaştırdığı AB sınırları içerisindeki karbon emisyon oranlarını düşürmeyi amaçladığı Yeşil Mutakabat yasası ile ilgili önemli konulara dikkat çekti. Aralık 2019 tarihinde bir kanun çağrı metni olarak Avrupa Komisyonu tarafından yayınlandığı ilk günden beri gelişmeleri yakından izlediklerini, özellikle yapı ve inşaat malzemeleri sektörüne yönelik tespit ve yaptırımları incelediklerini söyleyen Hinginar, “AB ülkeleri yapı malzemeleri ihtiyacının yüzde 12’lik oranını yurtdışından satın alıyor. AB’nin yapı ürünleri aldığı en önemli ülkelerden biri de Türkiye. AB pazarına ürün satan Türk şirketleri Yeşil Mutabakat tarafından belirlenen çevreci üretim kriterlerine uymadan ürettikleri mallar için gümrüklerde ilave vergi ödemek zorunda kalacak.” dedi.
Yapı sektörünü çevreye duyarlı bir yaklaşımla dönüştürmek için bir fırsat
AB’nin kendi sınırları içinde çevre dostu üretim ve yaşam biçimini hayata geçirmeye hazırlandığını sözlerine ekleyen Fethi Hinginar, AB’nin mal ve ürün satın aldığı ülkelerin de kendisi gibi çevreye duyarlı üretime sahip olması konusunda Yeşil Mutabakat yasasıyla bir zorlamaya gittiğini, çevre dostu üretim yapmayan şirketlerin ürünlerine ise gümrüklerde karbon ayak izi vergisi koymayı planladığını aktardı. Hinginar şöyle devam etti:
“AB ithal ettiği her ürün için bir karbon emisyon sınırı koyacak. Bu sınırı aşan ürünler için her bir 1 ton karbon emisyonu fazlası için 55-60 Avro seviyesinde ek gümrük vergisi getirmeye hazırlanıyor. Bu uygulamanın yapı malzemeleri ihracatını olumsuz etkileyeceği açık. Ülkemiz yapı malzemeleri sektörünün AB pazarında rekabet gücünü ciddi oranda kaybetmesine yol açabilir. Türk iş dünyasının sektör ayırt etmeden bu konuya odaklanması, eylem planları için harekete geçmesi gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve derneklerin üyelerini bilgilendiren önemli çalışmaları olsa da daha etkin ve kapsayıcı çalışmalara ihtiyaç var. Diğer yandan AB’nin bu adımını orta ve uzun vadede yapı sektörünü çevreye duyarlı bir yaklaşımla dönüştürmek için bir fırsat olarak görmeli ve karbon nötr olma vizyonunu gündemimize almalıyız.”
Türk Ytong çevre sorumluluklarının bilincinde
“Konuyu sektörümüz açısından doğrudan Avrupa Gazbeton Birliği (EAACA) kanalıyla da yakından izliyoruz. EAACA bu konuda daha önde. Örneğin yakın zamanda “Sıfır Kirlilik Eylem Planı”nı açıkladı. Bu planla 2050 yılına kadar hava, su ve toprak kirliliğini sağlığa ve doğal ekosisteme zarar vermeyecek seviyelere indirerek kirliliği ortadan kaldırmayı hedefliyor. Binalardan kaynaklanan hava kirliliği ile mücadele etmek ve iç mekan hava kalitesini artırmak için ise “Yenileme Dalgası Stratejisi”nden yararlanılacak. Örneğin, sıfır kirlilik hedefinin temiz enerji ve enerji verimliliği hedefleriyle entegrasyonunu teşvik etmek, inşaat atıklarının geri kazanılması ve yeniden kullanılması gibi konularda somut adımlar atılması hedefleniyor. Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği olarak tüm bu gelişmeleri ve hedefleri yakından takip ediyoruz. Türk Ytong olarak çevreci bir ürün ve sorumluklarının bilincinde bir kurum olarak adımlarımızı dikkatle atıyor, yeni hedefler belirliyoruz, sektöre örnek oluyoruz.”
Çevreci ve doğal yapı ürünü
Ytong malzemesinin çevreci özelliğini, içerdiği doğal hammaddeler ve çevre dostu üretim teknolojisi sağlıyor. Ytong tüm dünyada, çevreye karşı hassas ve bilinçle yaklaşan bir inşaat malzemesi olarak tanınıyor. Hammadde kazanımından üretime, şantiyede işlenmesinden yapı ömrüne katkısına ve hatta yıkılan bir binanın tasfiyesine kadar tüm detaylar düşünülerek tasarlanan Ytong, yenilikçi bir ürün olarak yapılara değer katıyor. Türk Ytong, ürettiği malzemelerin çevresel etkilerini detaylı olarak ortaya koyan ve dünyaca kabul edilen bir beyanname olan Çevresel Ürün Deklarasyonu’na (Enviromental Product Declaration – EPD) Türkiye’de sahip olan ilk kuruluş olma özelliğine sahip.