İnşaat el aletleri sektörüne kattığı yeni nesil hizmet anlayışıyla enerji ve endüstri sektörlerine de yüksek katma değer sağlayan Hilti, Ar-Ge destekli patentli ürünleriyle depremle mücadeleye destek oluyor. Yapı elemanlarını sabitleyen C2 sismik onayına sahip dübelleri, askılama sistemleri ve deprem testlerinden geçmiş pasif yangın durdurucu ürünleriyle hem konutların hem de enerji tesisleri ve endüstriyel yapıların performansını bir üst noktaya taşıyor. Deprem ivmesi değerine göre Eurocode C2 sismik bölgesinde yer alan Türkiye’de yapı güvenliğinin C2 deprem performans sınıfındaki ürünlerle sağlanabileceğini belirten Hilti Türkiye Enerji ve Endüstri Satış Direktörü Mehmet Soydemir, yapıların güvenliği için hayati önem taşıyan sismik ürünler hakkında bilgi verdi.
Enerji tesisleri ve fabrikalar gibi endüstriyel alanda faaliyet gösteren binalarda yapı güvenliğinin sağlanması için yapı elemanlarını sabitleyen dübeller ve taşıyıcı sistemlerin sağlam olması büyük önem taşıyor. Sismik onaylı dübel ve diğer yapı elemanlarının kullanımının endüstriyel amaçlı inşa edilen yapılarda yasal bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Hilti Türkiye Enerji ve Endüstri Satış Direktörü Mehmet Soydemir, depremi önlemenin bir yolu olmasa da doğru ekipman ve metotlarla oluşabilecek hasarları önlemenin mümkün olduğunu vurguladı.
Depremde can kaybı yalnızca bina çökmesi sebebiyle yaşanmıyor
Yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin endüstriyel yapı güvenliği konusunda da belirleyici olduğunun altını çizen Mehmet Soydemir, “Yapılan araştırmalar can kayıplarının yüzde 10’unun yapısal olmayan nedenlerden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Fabrika gibi geniş alanlar üzerine kurulu yapılardaki cephe kaplamaları, asansör rayları, mekanik-elektrik bağlantılar veya mevcut bir taşıyıcı betonarme elemana eklenen yapı elemanı gibi uygulamalardaki sorunlar deprem anında tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Ülkemizin aktif deprem bölgesinde yer aldığı göz önüne alındığında farklı faaliyet alanlarına hizmet eden endüstriyel binaların statik mukavemetinin sismik yük ve darbelere karşı dirençli olması insan hayatı için büyük önem taşıyor. Deprem anında oluşacak şok yüklerini taşımak için dizayn edilen özel deprem dübelleri; dış cephe, çelik konstrüksiyon, asansör, elektrik ve mekanik taşıyıcıların montajında tercih edilerek hem endüstriyel binaların yıkılmasına karşı önlem oluyor hem de yapı elemanlarının sağlamlığını kontrol altına alıyor. Bu noktada Hilti imzası taşıyan C2 sismik onaylı dübellerimiz, deprem anında dübellerde oluşabilecek yerinden çıkma, patlama gibi aksaklıkların önüne geçerek tehlikeli kazaların yaşanma olasılığını en aza indiriyor.” dedi.
Ülkenin deprem gerçeğine uygun tasarlanan dübellerle etkin koruma
2019 yılında yürürlüğe giren yeni deprem yönetmeliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın genel teknik şartnamesine göre C2 sismik onaylı dübel kullanımının zorunlu hale getirilmesinin çok değerli olduğunu söyleyen Soydemir; “Normal şartlarda beton-çelik birleşimlerinde ve makina, cephe, mekanik ve elektrik tesisat bağlantılarında kullanılan dübellerin hesapları mühendislik firmaları tarafından depremsiz koşullar için yapılırsa bu durum olası bir depremde dübellerin, oluşan çatlaklar sebebiyle işlevsiz hale gelmesine yol açıyor. Bu noktada Türkiye’nin deprem koşullarına göre tasarlanan C2 sismik onaylı dübeller, deprem ivmesinin yapısal elemanların montajında 0.05 g’den daha yüksek olduğu yerlerde bile uygulanabiliyor. Çatlaklar 0-0.8 mm arasında açılıp kapanırken, depremin uyguladığı çekme ve kesme kuvvetine karşı ETA onaylı filiz ekimi ile C2 sismik onaylı kimyasal ve mekanik dübeller, riskin daha fazla olduğu endüstriyel yapıların güvenliğini maksimum seviyeye çıkarıyor.” şeklinde konuştu.
Hem sismik hesaplı hem de sismik onaylı metot ve çözümler
Deprem gerçeğine karşı yeni ve mevcut binaların sismik karnesinin çok iyi olması gerektiğine dikkat çeken Soydemir; “Hayata geçirdiğimiz Mekanik Elektrik Destek ve Askı Sistemlerimiz hem sismik hesaplı hem de sismik onaylı metot ve çözümleri içermesi ile öne çıkıyor. Mekanik tesisat elemanlarının duvara sabitlenmesini sağlayan sistemimiz, deprem anında bu elemanların betondan sıyrılıp yaralanmalara mahal vermesinin önüne geçiyor. Sismik hesap yapabilen Hilti Mekanik Elektrik Destek ve Askı Sistemleri aynı zamanda endüstriyel yapıların güvenliği konusunda da hassas çıktılar sağlıyor. Yapının sismik performansını tespit eden bir diğer teknoloji ise donatı tarama sistemimiz olan PS 300 Ferroscan. Belgeleme ve yapısal analiz için tarama verilerini kaydeden bu ekipmanımız, yapısal analiz sırasında inşaat demirlerinin yerinin belirlenmesi, derinlik ölçümü ve boyut kestirme için beton dedektörü görevi görüyor. Mevcut yapıların güvenlik seviyesini çıkarmak için oldukça etkili olan PS 300 Ferroscan, betonarme yapının röntgenini çekerek anlık olarak donatı detaylarının cihazın ekranından takip edilmesini sağlıyor.” dedi.
Endüstriyel yangınları büyümeden durdurmak mümkün
Deprem anında özelikle enerji sektörü gibi tehlikeli iş kolları sınıfına giren alanlarda ve endüstriyel tesislerde büyük yangınların meydana gelebileceğini ve yakın tarihimizde bunu acı olaylarla tecrübe ettiğimizi dile getiren Soydemir; “Ortaya konulan istatistiki veriler gösteriyor ki, yangına bağlı ölümlerin yüzde 60’ı duman zehirlenmesi sebebiyle yaşanıyor. Ölümlerin yüzde 57’si yangının çıktığı oda ya da alanlarda değil, diğer alanlarda gerçekleşiyor. Bu verilerden yola çıkarak geliştirilen ve deprem testleri yapılan Hilti Pasif Yangın Durdurucu ürünlerimiz, depremin hareketlerine uyum sağlıyor ve deprem sırasında yangın çıksa dahi malzemenin yapısı bozulmadığı için işlevini koruyor. Yangın esnasında dört saate kadar alev, duman ve zehirli gazların yayılmasını engelliyor. Yangın sırasında yapıda meydana gelen boşlukları şişirerek kapatıyor ve yangının çıktığı yere hapsedilmesine yardımcı oluyor. Bu sayede yangının büyümesini önleyerek insanların fabrika veya tesisleri terk etmesi için güvenli bir ortam, dumansız bir hava sahası yaratıyor.” sözleriyle yangın durdurucuların deprem anındaki önemine dikkat çekti.