Dünyanın pek çok ülkesinde öğrenciler, 2-3 yabancı dili aynı anda öğrenirken Türkiye’de ilkokuldan üniversiteye kadar devam eden İngilizce derslerine rağmen öğrenebilen sayısı çok az. Çocukların yabancı dil öğrenebilmesi için eğitim sisteminde değişiklikler yapılması gerekirken ailelere ise büyük rol düşüyor.
‘Motivasyon verilmiyor’
Türkiye’de öğrencilerin yabancı öğrenememesini tek bir faktöre bağlamanın doğru olmayacağını belirten Dil Bilimci Seda Yekeler, “Bunda yabancı dil edindiricilerinin niteliği, müfredatın içeriği, öğrencilerimizin okullarında yabancı dile maruz kalıp, bu ortamı yaşayacak yerlerinin olmaması ve her şeyden önemlisi de yabancı dil eğitimine başlarken öğrenciye bu konuda doğru motivasyonun ve bilincin verilememesinin büyük payı var” dedi.
‘Sistem eksikliği var’
Türkiye’de genel olarak yabancı dil edinimi konusunda belirlenememiş bir sistem eksikliğinin olduğuna dikkat çeken Yekeler, “Neredeyse her okul farklı sistemler uygulamaya çalışıyor, bazı okullarda zorunlu ikinci yabancı diller var, ancak öğrenci bu dilleri ya sevmiyor ya da sevse dahi yeterli gelmediği için konuşamıyor. Bunun yanı sıra öğrencilere yabancı dilin bir dersten ziyade ‘edinilecek bir unsur’ olduğu bilincinin verilmesi gerekliliği. Bunun için yabancı dile maruz kalacak ortamlarının ve saatlerinin arttırılması önemli. Türkiye’nin tek yabancı dil vakfı Seda Yekeler Eğitim Vakfı (SEYEV) olarak fırsat eşitliğine ulaşamamış okullarda bu ortamları hazırlıyoruz ve son 10 yılda 10 binden fazla öğrenci dil bursumuz ile dil edindi” diye konuştu.
Aileler ne yapmalı?
Çocuğun yabancı dil öğrenmesinde aileye büyük rol düştüğünü, çocukların ailenin yansıması olduğunu aktaran Yekeler’in ailelere önerileri ise şunlar: “Öncelikle yabancı dil edinimi bilincini erken yaşta başlatsınlar. Doğar doğmaz odasında yabancı dil duyması çok önemli ve bu konuda şanslıyız, internetin bütün nimetlerinden yararlanabilirler. 0/6 yaş arası dil edinimin en önemli olduğu yaşlar, çünkü beynimizdeki broca ve wernicke bölgelerinin en hazır olduğu dönem. Erken yaşta dil edinimine yatırım yapmak, çocukların iki dil arasındaki dengesini geliştirmeyi kolaylaştıracak ve çocuk ilkokul döneminde özellikle bu dengeyi koruyacaktır.
Ayrıca ailelerin çocuklarının yabancı dil edinimleri konusunda bir hedef belirlemesi çok önemli. Sadece dilbilgisi odaklı ya da okuma odaklı bir hedef belirlemeleri yanlış olur.”
‘Uygulayarak göstersinler’
Duyduklarını anlayabilmeleri açısından her akşam ailelerin çocuklarına yüksek sesle kitap okutmalarının önemine dikkat çeken Yekeler, “Çocuklarına her gün en az 15 dakika boyunca yabancı dilde kitap okutsunlar, oldukça basit ama düzenli olarak çocuğa kitap okumak, çocuğun dil gelişimini, kitaplara ve okuryazarlığa olan ilgisini çok etkileyecektir.
Ayrıca evde sizi rol model edinmesi ve evin yabancı dil ile donanmış olması çok önemli. Mesela elektronik bir oyuncağı varsa kullanım dilini yabancı bir dil olarak ayarlayabilirler ve tüm Tv programlarını yabancı dilde izleyebilirler.
Kısacası aileler yabancı dile maruz kalmanın tıpkı diş fırçalamak gibi günlük bir temel ihtiyaç olduğunu, nasıl diş sağlığı varsa beyin sağlığının ve gelişiminin de bu şekilde bir bakımla yapılması gerektiğini çocuklarına anlatmakla kalmasınlar kendileri de uygulayarak rol model olsunlar” ifadelerini kullandı.